Sümeyye Topuz

Kitap

Ütopya ve Biz Romanlarında Özgürlük Sorunu

26 Mayıs 2022 - 09:05

Sümeyye Topuz

3 dk.

Ütopya ve distopya kitapları “Özgürlük nedir?” “İdeal devlet anlayışı nasıl meydana gelir?” “Eşitlik nedir?” gibi soruları düşünmemizi ve bu kavramları sorgulamamıza neden olur. Bu yazıda Ütopya ve Biz romanları üzerinden yukarıda bahsedilen problemlere değineceğim.

 

Ütopya kitabının yazarı Thomas More, yaşadığı dönemin toplumsal durumunu eleştirmiştir. Toplumdaki eşitsizliğin ve mutsuzluğun kaynağının özel mülkiyet olduğunu düşünmüştür. Bu yüzden Ütopya’da ideal sınıfsız bir toplum yaratmıştır. Ütopya’da herkes tarımla uğraşmak zorundadır. Herkesin eşit olduğu, adalıların aynı giyindiği, evlerin on yılda bir değiştirildiği, altına gümüşe değer verilmediği bir düzen içinde yaşanmaktadır.

 

Ütopya’ya baktığımızda buyurgan bir yapının olduğunu görürüz. Aynı zamanda bireysellik arka plandadır ve toplum tek tipleştirilmiştir. İdeal düzen anlayışının iki temel ölçütü olmalıdır. Bunlar eşitlik ve özgürlüktür.  Ütopya’da ise özgürlükten eşitlik adına vazgeçildiğini görüyoruz. Bu durum Ütopya’yı totaliteryen bir tasarıya dönüştürmüştür. Thomas More Ütopya’da ideal düzeni kurma adına bireyselliğe ve özgürlüğe bir kısıt getirmiştir. Kaosa yer yoktur ve tekdüzedir. Burada bireyler yoktur, toplum vardır. Ütopya’da insanlar görevleri ile bir anlam kazanırlar. Bu anlamda baktığımızda özgürlüğün, ütopyanın yıkımı olduğunu görüyoruz.

 

Biz romanında ise bilimin, matematiğin, rasyonelliğin hakim olduğu mekanik evren tasavvuru hakimdir. Bu mekanik evren tasavvuru toplumsal hayata da yansımıştır. Toplumda her şey matematiğe dayanmaktadır. Herkesin aynı vakitte kalktığı, aynı vakitte yemek yediği tek insan modeli vardır. Matematiğin belirlediği tek insan modelinin dışına çıkmak yasaktır. Romanda kişilerin benlikleri, bireysellikleri ortadan kalkmıştır ve biz olma durumu meydana gelmiştir. Bütün insanların makinenin çarkı olmaktan mutlu olduğunu görürüz. Romana göre özgürlük ve suç birbirine bağlıdır. Özgür olmama durumu düzen getirmektedir. Devletin güvenliği açısından insanların bireysellikleri ve özgürlükleri sakıncalı görülmüştür. Totaliter bir devlet düzeni vardır. Bu açıdan bireysellik ve özgürlük ortadan kaldırılarak düzen oluşturulmaya çalışılmıştır.

 

Sonuç olarak biri ütopya diğeri distopya olan romanlara baktığımızda özgürlükten vazgeçildiğini görürüz. Ütopya’da Thomas More eşitlik ve ideal bir devlet kurma adına özgürlükten vazgeçmiştir. Biz romanında ise Velinimet’in yönettiği tek devletin iktidarını koruması amacıyla özgürlük göz ardı edilmiştir. Sonuçta insanların birbirine benzediği, çeşitliliğin olmadığı, seçim yapma özgürlüklerinin elinden alındığı bir dünya tasarımı ortaya çıkmıştır. “İnsanların artık birbirine zarar vermediği bir toplum mu kurmak istiyorsunuz, oraya sadece irade yitimine uğramış olanları sokunuz.” sözünde olduğu gibi Ütopya ve Biz romanlarında özgür insanların olmadığı, tekdüze hayatın olduğu bir yapı görürüz.

felsefe ütopya özgürlük distopya