Sana uzak bir memleketin en ücra köşesinden yazıyorum
Esasında kalemim pas tutmuş, yoktur mecali
Birkaç asır ötende kalmışım
Ama bir yerlerden anımsıyor gibiyim gözlerini
Çağ açıp çağ kapatan bir güruhun habercisi olmalı bu
Atlarını koşturuyorken üzerimde birileri
Top sesiyle uyandığım gecelerde görüyordum seni
Önce bir hayalin geliyordu pencereme
Buğusuna, buğusuna haykırıyordum, sen bilmiyordun
Belki de hiç bilmeden güzel terk etmiştin beni
Birçokları kapının zili, odanın rengi
Bazen, bazen pencerene perde oluyordum, sen bilmiyordun
Ey gidişini sevdiğim yâr
İçtiğin çaya, nefeslendiğin sigaraya karışıyor
Kılcal damarlarında dolaşıyordum, sen bilmiyordun.
Yorumlar
Yorum yazabilmek için Giriş yapmalısın.